Subscribe to out newsletter today to receive latest news administrate cost effective for tactical data.

Let’s Stay In Touch

Shopping cart

Subtotal $0.00

View cartCheckout

Kadın Sağlığı

  • Home
  • Kadın Sağlığı
ShapePELVİK TABAN

KADIN SAĞLIĞI

Hamilelik

Hamilelik insan vücudunda hormonal, fizyolojik, psikolojik ve fiziksel birtakım değişikliklere neden olmaktadır. Gebelik döneminde yapılacak egzersizler gebeliğe bağlı rahatsızlıkları azaltır. Kalbi güçlendirir, ödem gelişmesini engelleyerek gebeliğe bağlı hipertansiyon ve böbrek rahatsızlıklarını önler. Bacaklarda yavaşlamış kan ve lenf dolaşımını hızlandırır.


Bel, karın ve pelvik tabanı içeren core sistem dediğimiz vücudun temel çekirdeğinin kuvvetlenmesini sağlar.


Gebeliğin son aylarında rahmin, pelvik damarlar üzerine yapmış olduğu baskı nedeniyle ortaya çıkan varisin önlenmesinde katkı sağlar. Gebeyi psikolojik olarak pozitif yönde destekler. Gebelik sırasında yapılabilecek egzersizler yürüyüş, yüzme ve yogadır. Gebelik sırasında egzersiz yapan kadınlar doğumla ilgili kasların esnekliği ve kuvveti üzerine çalıştıkları için daha kolay bir doğum yaşarlar.


Gebelik sırasında yapılan pelvik taban egzersizleri ve pelvik taban kas rehabilitasyonu gebeyi doğuma hazırlar. Hem pelvik taban kas gücünün korunmasını sağlar hem de pelvik taban kaslarının esnekliğini sağlayarak perineal yırtık oluşumunu engeller, epizyotomi gereksinimi azaltır. Solunum ve ıkınma teknikleri ile doğum olayını kolaylaştırır. Doğum esnasında yapılacak egzersizlerle bebeğin doğum kanalında ilerlemesini kolaylaştırarak doğumu kolaylaştırır. Gebelik sırasında oluşabilecek veya doğum sonrası dönemde oluşması olası idrar kaçırma riskini önler. Pelvik taban egzersizleri, gebelik sırasında sık karşılaşılan bir sorun olan hemoroid oluşmasını da önler.

Hamilelik Kemeri

Hamileliğin ilerlemesiyle artan vücut ağırlığı ve ağırlık merkezinin öne kayması, relaksin adı verilen hormonun özellikle son aylarda artması ve doğumu kolaylaştırmak için bağ dokularında gevşemeye neden olması, artan hormonların etkisiyle enflamasyon ve hassasiyetin artması hamileliğin normal süreci olmasına rağmen bel ve kalçalarda ağrılara neden olmaktadır.

Bu ağrılarla baş edebilmek için manuel tedavi, yoga ve hamilelik kemerleri kullanılır.

Gebelikte Pelvik Taban Kas Egzersizlerine Ne Zaman Başlanmalıdır?

Pelvik taban egzersizlerine gebeliğin 20. haftasında başlamak uygundur.  Daha erken dönemde başlanmasında doktor kontrolünde hiçbir sakıncası yoktur ancak gebeliğin ilk 3 ayı daha hassas bir dönem olduğu için genelde kendilerini hazır hissetmezler. Pelvik taban egzersizlerini yaparken doğru kasları kullanmak önemlidir. Bu kaslar idrar veya gaz çıkışını durdurmak için kullanılan kaslardır. Egzersize başlamadan önce mesane boşaltılır. Başlangıçta bu kasları 3sn sıkıp yukarı doğru çekilir (yapabildiğimiz kadar), sonra en az 6sn gevşetilir. Zaman içerisinde sıkma kuvveti artırılır. Egzersiz sırasında karın kasları kasılmamalı, ıkınılmamalı, bacak ve kalça kaslarından yardım alınmamalıdır.

 

Egzersizler hastanın durumuna göre değişik pozisyonlarda yatarak, oturma ve ayakta yapılabilir. Pelvik taban kas egzersizlerinin faydası 4-6 hafta sonunda görülmeye başlanır. Egzersizleri herhangi bir şikâyetiniz olmadan yapmanız bu kasları gebelik , doğum ve etkilerine karşı koruyacaktır, fakat bir şikâyetiniz varsa bu konuda çalışan uzmanlardan yardım almanız bu kasları daha doğru çalışılmasını sağlayacaktır. Çünkü kas yapınız çok zayıfsa egzersiz tipi ona göre değişebilir veya kaslarınız aşırı kasılı ise önce bu kasları gevşetmek gerekir.

 

Bu ağrılarla baş edebilmek için manuel tedavi, yoga ve hamilelik kemerleri kullanılır.

Doğum

Pelvik taban kaslarının bir fonksiyonu da doğuma olan katkısıdır. Doğum pelvik taban kaslarında gerçekleşir ve bu kaslar doğuma yardımcı olabileceği gibi doğru çalışmayan kaslarda doğumu zorlaştırıcı olabilmektedir.

Doğum eylemi sırasında pelvik tabanın en önemli destek yapısı olan Levator ani kası genişleyerek bebeğin geçişine izin verir.

Evet vajinal doğumlar pelvik tabanın sinir, kas, fasya ve ligament yapılarında önemli miktarda gerilmeye neden olur. Özellikle pudental sinir dalları etkilenir. Pelvik tabanda kısmi denervasyon oluşur. Bu yapıların fazlaca zorlanması yapısal ve fonksiyonel değişikliklere neden olabilir ve bu değişiklikler tamamen geri dönüşümlü olmayabilir.

Oluşan bu değişiklikler pelvik taban desteğinin azalmasına, mesane boynu ve üretranın desteğinin azalması sonucu üretrovezikal hipermobiliteye bağlı stres tipi idrar kaçırmaya ve daha ilerisi propalsus (organ sarkması) neden olur.

Pelvik taban kaslarının doğum eylemi için yeterince esneme yeteneğine sahip olması ve aynı zamanda bebeği itici bir güç oluşturması için yeterince de kuvvetli olması gerekiyor. Eğer kaslar çok sıkı ve gergin ise bu bize zor doğum olarak karşımıza çıkar çünkü pelvik taban kasları esneyemez ve hatta bebeğin çıkışı sırasında maalesef kas yaralanması daha fazla görülür, perineal yırtıklar gibi.

 

 

 

Doğum Sonrası (Post-Natal) Değjşimler

  • Bağ dokusunda gevşeme
  • Bel çukurunda (lordozunda) artma
  • Bel ağrısı (Sakroiliak problemler)
  • Postür bozukluğu (kalçanın öne doğru durması)
  • Kasık ağrıları (Pubalji)
  • İdrar kaçırma (%15-40)
  • Dışkı kaçırma (%1-5)
  • Pelvik ağrılar (post-natal 2 ay içinde %20 vakada cinsel ilişki sırasında ağrı olmaktadır)
  • Karın kası ayrılması (Diastesis Recti)
  • Diastesis Recti doğum sonrası 5-7 haftalarda kadınların yarısında gelişmektedir. Diastesis Recti 2 cm’den fazla ise bu kasın maksimum gücünü elde etmek zordur.

Doğum sonrası (postnatal) idrar kaçırma oldukça yaygındır ve kadınların % 3-38’ ini etkiler. Doğumdan sonra idrar kaçırma pelvik taban kaslarında zayıflama, bağ dokusu desteğinde zayıflama, pelvik yapılara vasküler baskı, pelvik sinirlerde ve üriner sistemde hasar ile bağlantılıdır.
Pelvik taban rehabilitasyonunda amaç kas eğitimidir. Kasları tekrar eski fonksiyonuna getirmek ve karın içi basıncın arttığı durumlarda bunu artıran her türlü aktivite öncesi pelvik taban kas kontraksiyonu yapmayı öğretmektir. Örneğin öksürme gibi karın içi basıncı artıran bir durumda eş zamanlı kas kontraksiyonu mesane boynunu stabilize ederek idrar sızıntısını önler.

 

Doğum Sonrası Fizyoterapi

 

Doğumdan sonra fizyoterapi genel olarak 3 başlıkta toplanabilir.

  • Perine-sfinkter
  • Pelvik-lomber
  • Abdominal

 

Doğum sonrası fizyoterapist tarafından pelvik taban değerlendirmesi

  • Vücut biomekaniginin değerlendirilmesi
  • Pelvik taban kas değerlendirmesi
  • İntra-vajinal olarak maunel kas değerlendirmesi
  • Biofeedback kas ölçümü

 

Vücut farkındalığı
Doğum sonrası pelvik taban kaslarını tekrar harekete geçirmek bazen zor olmaktadır. Doğumla gerilen kasları ve sinirleri tekrar uyarmak gerekir. Pelvik taban kaslarını uyarmak için öncelikle vücut farkındalığı yani body mindfulness gerekir. Vücudumuzun hiç bilinçli bir şekilde hareket ettirmediğimiz bir bölgesini harekete geçirmek için, beyinle o bölge arasındaki bağlantıyı iyi kurmamız gerekir. 

Diyafram nefesi de bu konuda bize çok yardımcı olacaktır. Diyafram nefesine odaklanmak ve beraberinde pelvik taban kaslarını çalıştırmak, bu doğru bağlantıda bir köprü görevi görür.

Doğumdan sonra pelvik taban rehabilitasyonu ne zaman başlanmalıdır?

Doğum sonrası pelvik taban rehabilitasyonu normalde 6-8 hafta sonar başlanır. Yalnız fizyoterapistinizin hemen doğumdan sonra yapmanız gereken bazı özel egzersizler ile rahmin yerine yerleşmesine yardımcı olur. Bu hareketler ileri dönem rahim sarkmasınında önüne geçer.
-8 haftadan önce herhangi bir fiziksel aktivite yok!

Kadının cinsel fonksiyonları incelendiğinde vajinal, klitoral ve diğer fonksiyon gören kasların pelvik taban aktivitesi tarafından desteklendiği bilinmektedir.

Kadın cinsel işlev ölçeği “the female sexual functional index (FSFI) “Bu ölçek son 4 haftadaki cinsel sorunları değerlendirmektedir. Ölçekte; istek, uyarılma, kayganlaşma, orgazm, doyum ve ağrı olmak üzere 6 alt boyut bulunmaktadır. Ölçekten alınabilecek en büyük değer 95.0, en küçük değer ise 4.0 dir .

Yapılan birçok çalışma kadınlardaki cinsel problemlerin erkeklerden daha fazla olduğunu göstermektedir.

Kadının cinsel fonksiyonları incelendiğinde vajinal, klitoral ve diğer fonksiyon gören kasların pelvik taban aktivitesi tarafından desteklendiği bilinmektedir.
Kadın cinsel işlev ölçeği “the female sexual functional index (FSFI) “Bu ölçek son 4 haftadaki cinsel sorunları değerlendirmektedir. Ölçekte; istek, uyarılma, kayganlaşma, orgazm, doyum ve ağrı olmak üzere 6 alt boyut bulunmaktadır. Ölçekten alınabilecek en büyük değer 95.0, en küçük değer ise 4.0 dir .
Yapılan birçok çalışma kadınlardaki cinsel problemlerin erkeklerden daha fazla olduğunu göstermektedir.

Menopoz

Overlerin yaşlanması ve foliküler atreziye bağlı olarak fonksiyonel özelliklerini kaybetmesidir. Foliküler atrezi yaşamın ilk yıllarında başlar ve menopoza kadar devam eder. Foliküller, pubertede 380-400 bin civarında iken 40’lı yaşların başlangıcında 8000’e kadar iner. 40-45 yaşlarında başlayıp 60-65 yaşlarına kadar devam eder.

Menopoz dönemiyle uterus ve vajina giderek atrofiye olur: Östrojen ve progesteronun negatif geribildirim etkisi azaldığı için FSH salgısı artar. Overlerin işlevini kaybetmesi, sıcak basması ve gece terlemesi gibi belirtilere yol açar. Aynı zamanda menopoz osteoporoz, iskemik kalp hastalığı ve böbrek hastalıkları riskini artırır.

Östrojen eksikliğine bağlı olan değişiklikler.

Atrofi ve distrofi: Uzun süre östrojen uyarısının olmaması sebebiyle üreme organlarında görülen küçülme ve fonksiyon azalmasıdır. Küçülme uterus, vajina ve vulva kısmında ortaya çıkar.

Vajen florası bozularak pH asitten alkalene doğru değişir ve patojen mikroorganizmalar için uygun ortam oluşturur, laktobasiller ve diğer bakterilerin üremesi için zemin hazırlar. Bu nedenle klimakterik dönemdeki kadınlarda sık sık genital enfeksiyonlar görülür.
Östrojen azalmasıyla birlikte, vajinanın dokusu zayıflar buna bağlı olarak vajinanın esnekliği kaybolur, daralır ve kısalır. Vajinada kuruluk, yanma hissi, disparoni, kanama, rijidite ile seyreden “atrofik vajinit” veya “senil vajinit” adı verilen tablo meydana gelir.

 

Klimakterik dönem: kadının üreme çağından üreme sonrası çağa geçtiği dönemdir.

 

Östrojenle beslenen pelvik taban kaslarında menopozla birlikte zayıflama ve pelvik taban kas düşmesi görülür. Bu nedenle menopoz döneminde kasların tekrar rehabilitasyonu ve pelvik taban egzersizleri oldukça önemlidir.

Menopoz dönemi semptomları:

-stres tipi idrar kaçırma, aşırı aktif mesane, sıkışma tipi idrar kaçırma)

-pelvik organ sarkması (mesane, rahim ve bağırsak sarkması)

-kabızlık, bağırsak fıtığı-rektosel)

-İdrar yolu enfeksiyonları (azalan östrojene bağlı), vajinal mantar ve bakteriyel vajinozis)

-vajinal kuruluk

 

Menopoz Döneminde Pelvik Taban Semptomları İçin;

 

Doktor tarafından topikal östrojen. Veya hormon replasman tedavisi ve vulvovajinal bölgenin elastikiyetini iyileştirecek lokal östrojen içerikli kremler önerilir.

Cinsel ilişkide kuruluk ve cinsel isteksizlik menopoz döneminde en çok hissedilen şikayettir. Bunun için öncelikle vajinal kayganlaştırıcılar öneriyoruz aynı zamanda pelvik taban kas rehabilitasyonu vajinal bölgenin uyarılması bakımından önemlidir. Bu dönemde pelvik taban kas çalışması sonrası kadınlarda vajinal ıslaklık artar, cinsel istek artar ve pelvik taban farkındalığı gelişir.

Kadın Cinselliği

Cinsel Sağlık Nedir?

 

Dünya Sağlık Örgütü’nün tanımlamasına göre cinsel sağlık; bedensel, duygusal ve sosyal bir bütünleşme olan cinsel aktivitenin kişiliği, karşılıklı iletişimi ve sevgiyi artırması olarak tanımlanır. Cinsellikle ilgili sorunlar bu bütünlüğün bozulmasına yol açarak, bireylerin ruhsal ve sosyal sorunlar yaşamasına sebep olur.

Cinsel aktivite 4 aşamada gerçekleşir:

  • Cinsel istek fazı (libido)
  • Cinsel uyarılma fazı
  • Orgazm fazı
  • Çözülme/gevşeme fazı

Cinsel aktivitenin bu 4 aşamasından birinde meydana gelen bir sorun cinsel işlev bozukluğuna sebep olur.

Kadınlarda Cinsel İşlev Bozukluğu Şu şekilde sınıflandırılır:

 Kadınlarda en çok görülen cinsel problemler;

  • Ağrılı cinsel ilişki
  • Vajinismus
  • Cinsel isteksizlik
  • Cinsel tiksinti bozuklukları
  • Non-koital (cinsel birleşmeden bağımsız) genital ağrı bozukluğu

 

 

Kadınlarda Cinsel İşlev Bozukluğunun Belirtileri Nelerdir?

  • Cinsel isteğinin az ya da hiç olmaması
  • Cinsel ilişki sırasında uyarılmanın gerçekleşmemesi
  • Cinsel ilişki sırasında vajinal kayganlığın az ya da hiç olmaması
  • Cinsel organlarda hissizlik
  • Orgazm olmada zorlanma ya da olamama
  • Cinsel ilişki sırasında ağrı ve rahatsızlık
  • Cinsel ilişki sonrası ağrı ve rahatsızlık

 

 Kadın Cinselliğinde Nörolojik Sebepler

 

Omurgayı ilgilendiren yaralanmalarda kadınların daha az orgazma ulaşabildiği ve omurganın alt kısmı olan sakral bölgeyi içeren yaralanmalarda ise orgazma ulaşmanın çok zor olduğu gösterilmiştir.

Nörolojik hastalıkların genital sinirlerde meydana getirdiği hasara bağlı olarak kadında; cinsel istekte azalma, genital histe değişiklik, vajinal kayganlığın azalması, orgazm şiddetinin ve frekansının azalması gibi sorunlar görülebilmektedir.

Bununla birlikte nörolojik hastalıklarda
görülen beden imajında bozulma, reddedilme korkusu, performans kaygısı gibi psikososyal sorunların da cinsel yaşamı etkilediği
belirtilmektedir.

 

Kadın Cinselliğinde Hormonal Sebepler

 

Üreme organlarının gelişmesini ve cinsel aktivitenin çeşitli aşamalarının gerçekleşmesini sağlayan hormonların kandaki seviyelerinin azalması, cinsel işlevleri olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Özellikle östrojenin vasküler yapıdaki koruyucu ve genişletici etkisi vajinal, üretral, klitoral kan akımını artırarak kadın cinsel yanıtının oluşumuna katkıda bulunmaktadır.

 Ancak menopoz döneminde kandaki östrojen düzeyinin azalması ile vajinal duvar düz kaslarında atrofi, vajinal mukozoda incelme ve ürogenital dokuların lubrikasyon yeteneğinin azalması gibi sorunlar ortaya çıkabilmektedir. Bu değişiklikler kadınlarda cinsel istek ve cinsel ilişki sıklığında azalma, orgazma ulaşmada zorluk, genital duyarlılıkta azalma ve cinsel ilişki esnasında ağrı şikayetleri yaşanmasına yol açmaktadır. Androjen eksikliği ise klinik olarak kendini iyi hissetme duygusunda azalma, açıklanamayan kronik yorgunluk, seksüel cevapta, orgazmda, cinsel motivasyonda azalma ve cinsel memnuniyetsizlik gibi belirtilerle kendini göstermektedir.

 

 

Kadın Cinselliğinde Muskuler (Kassal) Sebepler

 

Pelvik taban kasları, levator ani kası ve perineal membran kadınlarda cinsel fonksiyona doğrudan katılan anatomik yapılardır. Bulbokavarnöz ve iskiokavarnöz kasları içeren perineal membran istemli kasılabildiği gibi, orgazm sırasında ritmik istemsiz olarak da kasılabilmektedir. Levator ani kasları, orgazm ve vajinal penetrasyon sırasında motor yanıtı düzenlemektedir. Bu kasın tonusunun fazla artması durumunda vajinismus, disparoni ve diğer ağrı bozuklukları görülebilmektedir. Kasın hipotonik olduğu durumlarda ise, vajinal duyarlılıkta ve orgazm yoğunluğunda azalma, cinsel ilişki ya da orgazm aşamasında üriner inkontinans gibi problemler gelişebilmektedir. Kadınlarda cinsel ilişki sırasında görülen inkontinansın özellikle orgazm ve vajinal penetrasyon aşamalarında görüldüğü belirtilmektedir.

 

Kadın Cinselliğinde Psikolojik Sebepler

 

Cinsel istek ve tatminde azalma, yetersiz lubrikasyon-ıslanma, cinsel ilişkide ağrı, orgazm ve uyarılma sorunlarının depresyonu olan ve depresyon tedavisi alan kadınlarda daha sıklıkla görüldüğü belirlenmiştir. Kadınlarda ilerleyen yaş ile birlikte doku ve organların fonksiyonel kapasitesinin azalması , genital organların ve pelvik taban kaslarının fonksiyonlarının bozulması, kadının yaşla çekiciliğinin ve güzelliğinin azaldığını hissetmesi gibi fizyolojik, psikolojik ve sosyal faktörlerin kadın cinsel fonksiyonunu olumsuz olarak etkilediği düşünülmektedir .Kadınlarda  istek, uyarılma, orgazm ve vajinal ıslanma, vajinal ve rektal kontraksiyonlarda azalmaya, cinsel ilişki esnasında ağrıya ve cinsel ilişki sonrasında kanamalara neden olabilmektedir. İleri yaşın cinsel fonksiyonları olumsuz etkilediğini gösteren çalışmalar bulunmakla birlikte yaş artışının cinsel yaşamı etkilemediğini gösteren çalışmalar da bulunmaktadır.

 

 

Kadın Cinselliğinde İlaçlara Bağlı Sebepler

 

Özellikle depresyon tedavisine yönelik alınan antideprasanların cinsel istekte azalma, uyarılmama veya yetersiz uyarılma, vajinal ıslanmanın yetersiz olması, vajinal anestezi, orgazmda gecikme ya da orgazm olamama gibi problemlere neden olduğu belirtilmektedir. Ayrıca antihipertansif ilaçlar, kemoterapik ajanlar ve oral kontraseptiflerde cinsel fonksiyonu etkilemektedir.

 

Kadın Cinselliğinde Pelvik Taban Rehabilitasyonu

 

Kadınlarda cinsel disfonksiyonlarda pelvik taban kasları önemlidir. Pelvik taban kaslarının bir fonksiyonluda cinselliktir. Yaşanan bir cinsel problemde bu kasların öncellikle değerlendirilmesi sonra değerlendirmeye göre pelvik taban kaslarına uygun rehabilitasyon yapılması gerekmektedir. Pelvik taban kaslarının çok zayıf olması orgazma ulaşmayı engeller, cinsel ilişki sırasında idrar kaçırma şikayetleri ortaya çıkabilir ya da yaşanan bir organ sarkmasında (mesane veya rahim sarkması ya da bağırsak fıtığı) cinsel ilişkiden kaçınmaya neden olabilir.

 

Pelvik taban rehabilitasyonunda biofeedback yöntem ile kas farkındalığı sağlıyoruz ve kas gevşeme ve kuvvetlenme ile kasın fonksiyonunu artırmak amaçlanıyor. Aynı zamanda pelvik kaslara elektrik stimülasyonu o bölgedeki kaslarda kortikal bilinç dediğimiz kasların beyinden yönetilmesini kolaylaştırıyor.

 

Kadın Cinselliğinde Emsella

 

Emsella pelvik taban kasları için Avrupa’nın kliniklerde en çok tercih edilen ve bu konuda fark yaratmış bir manyetik stimülasyon yöntemidir. Yüksek yoğunluklu manyetik stimülasyon 28 dakikada 11 bin kegele eş değer kas çalışması sağlamaktadır.

Kadın cinselliğinde emsella sandalye kullanımı ile kadınlarda cinsel istek artar, vajinal ıslanma gerçekleşir.

 

Emsella kadın cinselliğinde çok büyük fark ve kolaylık getirmektedir.

Aynı zamanda pelvik kas gücü arttığı için organ sarkması ve idrar kaçırmaya iyi gelir.

Vajinismus

Vajinismus, kadının cinsel birlikteliğe engel olacak şekilde pelvik taban kaslarının ve hatta vücut kaslarının istemsiz olarak kasılmasıdır. Kadın buna engel olamaz, cinsel birlikteliği çok ister ama her denemesi bir öncesinden daha da zorlaşır. Cinsel birliktelik öncesi eşiyle temaslardan hoşlanırken bu süreçte kadın kendini geri çekmeye başlar, cinsellikten soğuma başlar. Cinsel yakınlık kadın için zevk yerine acıyı bırakır.

Ağrı ve acı beklentisi ve korkusu kadının istemsizce kendini kasmasına neden olacak ve bu durumda kasılan kaslar daha hassas sinir uçlarına neden olacağı için en ufak temas bile ağrılı olarak hissedilecektir. Kadının içinde bulunduğu bu durum kendini besleyen bir kısır döngüye girmiştir. Kadını bu kısır döngüden çıkarma gerekmektedir.

Pelvik taban kaslarındaki istemsiz kasılmaları gevşetmek en kolayıdır aslında…

Çünkü pelvik taban terapisti olarak bu bizim işimizdir. Öncelikli olan beyinde cinsel ilişkiye engel olan duygu ve düşüncelere çalışmaktır. Vajinismus ta beyinde güçlü bir cinsel ilişkiye engel vardır. Bu duygu ve düşüncelerin yerine doğu düşünce ve duyguları koyduktan sonra sıra güvenli bir hasta terapist ilişkisi içinde kasların gevşemesine odaklanmaktır.

Vajinismus tedavisinde eşli olarak rehabilitasyon sürecine alınması en sağlıklı olanıdır. Çünkü bunu sadece kadının sorunu değil artık çiftin sorunu olarak görürüz ve rehabilitasyon sürecine de eşi de dahil ederiz. Evde eşli ödevlere eşin desteği sürece çok olumlu katkılar sağlayacaktır.

 

Vajinismus Tedavisi

 

Vajinismus tedavisi cinsel terapi ve pelvik taban rehabilitasyonu şeklinde beraber yürütülür. Pelvik kasların gevşemesine yönelik olarak;

 

-kas egzersizleri

-biofeedback ile kas gevşeme metodları

-Eswt -yüksek yoğunluklu şok dalga terapi

-Emsella- Yoğunlaştırılmış manyetik stimülasyon terapisi

En son teknolojiler vajinismusu daha ağrısız ve acısız ve zorlanma olmadan çözülmesi için yüksek yoğunluklu terapilerden yararlanmaktadır.

Kronik Pelvik Ağrı

Kronik pelvik ağrı, alt karın bölgesinde en 6 ay süren fonksiyonel veya psikolojik hastalığa neden olabilen, yanlızca dismenore ve disparoniye bağlı olmayan ağrıdır.

 

Kronik pelvik ağrı için risk faktörleri:

 

-kalça problemleri

-aşırı aktik pelvik taban kasları

-eklem hipermobilitesi

-postpartum

-diastasis rekti

-interstisyel sistit

-aşırı aktif mesane

-organ sarkmaları

 

 

Kronik pelvik ağrı bir süre sonra depresyona neden olabilir. Ağrıyla birlikte vajinal şikayetler, cinsel kaçınma ve cinsel tatminsizlik yaygındır.

Kronik pelvik ağrıda beden duruşu ve postür çalışması, nefes çalışması, beden farkındalığına yönelik bilişsel yaklaşımlar, paradoksal relaksasyonla pelvik tetik nokta çalışmaları yapılır.

  1. Pudental Nevralji

Pudendal sinir sakral pleksustan (S2-S4) kök alır . Hem duyusal hem de motor liflere sahiptir.

Duyusal pudendal sinir, 3 dala ayrılır.

  • Inferior rektal sinir
  • Perineal sinir (perine, vajina, skrotum, labia ve üretra)
  • Klitoris ve penisin dorsal sinir

Motor dalı ise; dış anal sfinkter, mesanenin sfinkter kaslarını ve pelvik tabanın kaslarını besler.

 

Pudental Sinir sıkışması Nedenleri

-doğum travması

-jinekolojik veya kolorektal cerrahiler

-aşırı fiziksel aktivite

– yanlış sporlar

-geçmiş pelvik ve perineal travma

-stres

 

Genellikle pudental nevralji olarak adlandırılan pudental sinirde tahriş, içerdiği kasların herhangi birinde veya tümünde duyusal değişiklikler ve inerve ettiği kaslarda spazm ve ağrıya yol açabilir. Pudental sinir sıkışması Alcock Kanalında ve / veya obturator internus kasındadır. Duyusal semptomlar kaşıntı, yanma, karıncalanma, soğuk hissi ve ağrı olarak kendini gösterebilir. Duyusal semptomlar kasık, karın, bacaklar ve kalçalara uzanabilir.

Pudendal nevralji her iki cinste de görülebilir. İşaretler ve belirtiler aşağıdakileri içerebilir, ancak bireyler arasında değişebilir:

  • Oturma ile pelvik ağrı, ancak ayakta durma ya da tuvalet üstünde oturmada rahatlama.
  • Sıkı ve dar kıyafetlerle rahatsızlık.
  • Mesane ve / veya bağırsak semptomları (idrara başlamada zorluk,,sık idrara çıkma, idrarı boşaltamama, kabızlık)
  • Orgazm sonrası disparoni ve / veya ağrı / spazm
  • Pudendal sinir motor latans testi
  • Pudendal sinir bloğu semptomları azaltmada yardımcı olabilir.
  • Cinsel ilişkide Pelvik Ağrı

 

Pudental sinirin seyri boyunca olası bası noktaları düşünülerek pelvik kas gevşemeleri yapılması gerekir. Pelvik taban rehabilitasyonu pudental sinir sıkışmasında rehabilitasyon sürecine katılması gerekir.

 

Fizyotearapi ile gergin, spazmda ve rahatlayamayan pelvik taban ve karın kaslarından dolayı cinsel ilişki sırasında meydana gelen ağrılara yardımcı olunur.

 

  1. b) Disparoni (Ağrılı Cinsel İlişki)

 

Cinsel ilişki sırasına penisin vajinal girişinde, derin penetrasyonda ve yeterli ıslanmanın olmadığı durumlarda ağrı olur. Disparoni yani ağrılı cinsel ilişki nedenleri anlaşılmaya çalışılmalıdır. Cinsel ilişkide ağrının birçok nedeni olabilir.   Burada yüzeysel skarlar (Epizyotomi ve cerrahilere bağlı), yapışıklıklar (adhezyon, deri irritasyonları) ve kas hassasiyeti olabilir. Ağrı bazen cinsel ilişkiyi imkânsız kılar veya cinsel ilişkiden kaçınmaya ve cinsel isteksizliğe neden olabilir.

Vajinada östrojen hormonunun azalmasına bağlı olarak vajinal atrofi, vajinal kuruluk, vajinada kısalma, labiumda subkütan yağ dokusu kaybı olur. Bu nedenlerle cinsel birleşme ağrılı, seksüel uyarılmada gecikme (menopoz öncesi 30 saniye iken menopoz sonrası 2-5 dakikadır) ve post-koitol(cinsel birleşme sonrası) kanama görülebilir. Uterus Prolapsusu: Östrojen eksikliği sonucu uterus, rektum ve mesaneyi destekleyen dokularda atrofi olması ile destekleyici ligamentlerde ve elastik dokuda tonus kaybı olur. Bunun sonucu olarak uterus prolapsusu görülür.

  1. c) Vulvar Ağrı

Vulvar ağrılar birçok nedenli olabilir:

-Enfeksiyon kaynaklı (candida ve Herpes)

-İnflamatuar kaynakllı (liken skleroz, liken planus)

-Nörolojik nedenli (pudental sinir basısı, sinir yaralanması)

-Travma (genital pelvik cerrahiler, doğum)

-Hormonel (menopoz)

 

Vulvar ağrılar olarak vulvar vestibulit veya vulvodini ağrılı ve yangılı durumlardır, ilk önce kadın doğum doktoruna gidilir, doktorun vereceği tedaviyle birlikte pelvik taban kasları da rehabilitasyona alınmalıdır çünkü çoğunlukla aşırı aktif ve gergin pelvik taban kaslarında vulvar ağrılar olması çok muhtemeldir ve bu kaslara derin gevşeme yöntemleri çalışılmadan bazen daha agresif tedaviler denenmemelidir. Vulvar ağrılarda pelvik taban fizyoterapistiyle birlikte daha çok manuel yaklaşımlardan oluşan bir pelvik taban tedavisine başlanır.

Pelvik taban fizyoterapisi, manual konnektif doku manipülasyonu ve miyofasyal trigger nokta gevşetme teknikleri, ayrıca eksternal yani pelvik bölge çevre dokuya yapılacak masaj teknikleri uygulanır.

Vulvodinide Cinsel İlişkide Ağrı

Kayganlaştırıcılara karşı hassasiyet durumunda saf bitkisel yağlar kullanılabilir. İlişki sonrası yanma ve batma için serin veya ılık oturma banyosu (4-5 kaşık karbonat ile, 10 dk, günde birkaç kez. Cinsel ilişki sonrası yanma için buz uygulaması ve soğuk suyla yıkama önerilir. İlişki sonrası idrar yapmak da rahatlatıcıdır.

Vajinal dilatörler;

Gergin ve ağrılı vajinal kas dokusunu normalleştirmek, vulva ve vajinanın aşırı duyarlı alanlarını duyarsızlaştırmak amacıyla dilatörlerle egzersizler verilir.

 

Vulvar Vestibulitis

 

Vajinanin vestibulunde yani vajina ağzında sabit ve dokunma ile meydana gelen şiddetli ağrı, vestibulde eritem ve Bartholin bezi açıklıkları. Ağrı çoğunlukla penis vajina birlikteliği sırasında yakıcı ve batıcı ağrı şeklinde veya birliktelikten sonra devam eden ağrılar şeklinde olabilmektedir.

Vulvodini

 

Vulvodini, kadın dış genital organında vulva denilen bölgede kronik ağrılı bir durumdur. Sıklıkla yanma görülmekle birlikte, hassasiyet, kaşıntı ve irritasyon mevcuttur. Vulvaların yalnızca bir bölgesinde veya birkaç bölgesinde ağrı şeklinde olabilir. Uzun süreli oturma, cinsel ilişki gibi vulvaya baskı uygulayan aktiviteler ağrılı olabilir. Dar pantolon, fazla sıkan iç çamaşırlar veya tuvalette temizlenirken dahi ağrılı olabilmektedir.

 

Eğer şikayetler vajina çevresi dokularda ise vestibulodini veya vulvar vestibulitis sendromu tanısı konur.

Neden Vulvodini Olmuş Olabilirim?

 

Vulvidini nedenleri tam olarak açık değilse bile bazı faktörlerin neden olduğu düşünülür.

Bunlar;

O bölgeye giden sinirlerde baskı veya iritasyon, kas spazmı veya gergin noktalar, mantar enfeksiyonları sonucu hassasiyet, çevresel faktörler sayılabilir.

Vulva Vajinal İrritasyon

Lubrikantlar (kayganlaştırıcılar), prezervatifler (lateks alerjisi), sabun veya duş jeli, şampuan gibi hijyen ürünleri

e)Vajinal Enfeksiyonlar

 

Vajina ph: 3,8 ile 5 (orta asidik)

 

Kadınlarda adet önemi veya menopoz gibi hormonel değişikliklerde genital asit değeri bozulur. Vajinal ph değişirse ve asidik olursa doğal savunma mekanizması zayıflar ve zararlı etkenler çoğalır, enfeksiyonlara daha açık hale gelir.

 

Vajinal ph dengesinin bozulduğu durumlar;

Bakteriyel vajinoz, vajinal duş ve genital ürünler kullanmak, dar ve sıkı kıyafetler, gebelik/ menopoz, adet dönemi, meni vralığı, antibiyotik almak, sık tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonları.

Endometriozis

Endometrium benzer dokuların, tipik olarak rahmin dışında, karın boşluğu içinde, bulunduğu tıbbi bir durumdur. Aylık adet döngüde tıpkı uterusta olduğu gibi bu dokular kanla doludur ve vajinadan kan akmadığı için bu bölgelerde endometriyal hücrelerin olduğu yerlerde “çikolata kistleri” oluşur. Kistlerle tıkanmış kan, pelvik ağrıya ve doğurganlık sorunlarına, adhezyonlara neden olur.

Bu dokunun bulunabileceği tipik yerler, mesane üzeri, yumurtalıklar(overler), fallop tüpleri, bağırsak, kolon, apendiks ve rektumdur. Nadiren, vajinanın içinde, mesanenin içinde veya deride bulunur. Endometriozisin bilinen bir nedeni yoktur, ancak östrojen üretiminin durumunu ve düzenlenmesini şiddetlendirdiği düşünülmektedir, endometriozis tedavisi için tıbbi seçeneklerden biridir.

Endometriozis tanısı ile gelen en sık şikâyet, adet ağrısı(dismenore) / pelvik ağrıdır. Diğer semptomlar arasında cinsel ilişkide ağrı(disparoni), yorgunluk, ağrılı idrara çıkma, ağrılı bağırsak hareketleri ve şişkinlik/ abdominal kramplar gibi diğer gastrointestinal problemler bulunur.

Endo belly (Endo Göbeği)

Endometriozisli hastalarda en büyük şikayetlerden biri de Endo Göbeğidir. Endo göbeği iç karın kası, diyafram, pelvik taban ve derin bel kasları arasında fonksiyon bozukluğundan kaynaklı olur. Yani vücudun çekirdek sisteminin dengesi bozulmuştur. Vücudun iç çekirdek sistemi karın içi basıncı düşük tutmak için bir sinerji içinde çalışır.

 

Endometriozis ve Pelvik Taban Rehabilitasyonu

Endometriozisli hastalarda semptomlara yönelik olarak pelvik taban rehabilitasyonu uygulanır. Öncelikle hastanın tüm semptomları sorgulanır; mesane, bağırsak ve cinsel disfonksiyonlarla ilgili. Pelvik taban kasları değerlendirilir ve beraberinde yaşadığı semptomlara yönelik tedavi uygulanır. Bu tedaviler içinde miyofasyal geşeme teknikleri, nefes ve gevşeme teknikleri, stretching ve sinir kayma egzersizleri verilir. Pelvik taban kasları biofeedback eşliğinde çalışılır.

Pelvik İnflamatuar Hastalık

Skar dokusu oluşumu veya pelvik yapışmalara neden olabilen üreme organlarının bir enfeksiyonudur. Pelvik inflamatuar hastalık, cinsel yolla bulaşan bir hastalığın, özellikle de klamidya ve gonore’un ardından ortaya çıkabilir. Pelvik inflamatuar hastalık, kronik pelvik ağrı, infertilite, ektopik gebelik ve apse oluşumu ile sonuçlanabilir.

Pelvik inflamatuar hastalığın belirtileri alt karın ağrısı, ateş, ağrılı cinsel ilişki, ağrılı idrara çıkma, kötü kokulu vajinal akıntı, düzensiz âdet kanaması ve sağ üst karın ağrısını içerir.

Fizik tedavi, enfeksiyon çözüldükten sonra skar dokusunu yıkmaya yardımcı olabilir ve üreme bağ dokusunun artmış hareketliliğine yardımcı olabilir. Bu da pelvik ağrıyı azaltabilir ve kısırlık sorunlarına yardımcı olabilir.

Hemen AraWhatsApp